Yaklaşık
43 saniye öncetarih
Yayınlayan
Ebru Kaplan
Yalova Barosu Başkanlığı, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında yaptığı açıklamada Türkiye’de çocuk yoksulluğunun, çocuk işçiliğinin, istismar vakalarının ve yaşam hakkı ihlallerinin giderek arttığını vurgulayarak uluslararası standartlarla uyumlu bir çocuk koruma sistemi çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1989’da kabul edildiğini ve Türkiye’nin 1995’te sözleşmeyi yürürlüğe koyduğunu hatırlatan Baro, sözleşmenin “Ayrım Gözetmeme, Çocuğun Yüksek Yararı, Yaşama ve Gelişme Hakkı, Katılım Hakkı” ilkeleri doğrultusunda devletlere ciddi sorumluluklar yüklediğini belirtti.
Açıklamada, ekonomik sorunlar, göç dalgaları ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle Türkiye’de çok sayıda çocuğun beslenme, eğitim ve barınma gibi en temel haklardan mahrum kaldığı vurgulandı.
Derinleşen yoksulluğun çocukların yaşam ve gelişme hakkını doğrudan tehdit ettiği, bu durumun ise ihmallerin ve istismar vakalarının artmasına neden olduğu ifade edildi.
Yalova Barosu, Kocaeli’nin Dilovası ilçesindeki kaçak parfüm fabrikasında meydana gelen yangında yaşamını yitiren çocuk işçileri hatırlatarak şu bilgileri paylaştı:
Hayatını kaybeden çocukların Cansu ve Nisanur’un 15, Tuğba’nın ise 17 yaşında olduğu,
14 yaşındaki Nursefa’nın ayçiçeği hasadında çalışırken öldüğü ve bu yıl çalışırken yaşamını yitiren 77. çocuk olduğu belirtildi.
Baro, iş güvenliği tedbirlerinin alınmadığı yerlerde çocukların çalıştırılmasının ağır bir yaşam hakkı ihlali olduğunu vurguladı.
Son yıllarda çocuk cinayetlerinde ve istismar vakalarında büyük bir artış yaşandığına dikkat çeken Baro, Narin Güran, Sıla bebek ve Yenidoğan Çetesi gibi dosyaların yarattığı toplumsal travmanın hâlâ sürdüğünü hatırlattı.
Gündemdeki 11. Yargı Paketini yakından takip ettiklerini belirten Yalova Barosu, çocuk adalet sisteminin amacının çocuğu korumak olduğunu belirterek yetişkinlere uygulanan infaz sisteminin çocuklar için uygulanmasının kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Baro açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Çocuğu “fail” olarak merkeze alan yaklaşımın yapısal nedenleri göz ardı ettiği,
Cezalandırıcı politikalara yönelmenin çözüm üretmeyeceği,
Sosyal rehabilitasyon ve sosyal politika adımlarının güçlendirilmesi gerektiği.
SMA, DMD ve kanser gibi hastalıkların tedavisinin ulusal kampanyalarla yürütülmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Baro, tüm hasta çocukların ücretsiz ve erişilebilir tedavi hakkına sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
Yalova Barosu açıklamasını, “Çocukların haklarını korumak, güvenli, sağlıklı ve mutlu bir çocukluk süreci yaşamalarını sağlamak hepimizin sorumluluğudur. Çocuk ihmalleri ve hak ihlalleriyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” sözleriyle tamamladı.