Yaklaşık
34 saniye öncetarih
Yayınlayan
Ebru Kaplan30 Ağustos Zafer Bayramımızı Coşkuyla İl ve İlçelerimizde konserler ve etkinliklerle dolu dolu kutladık. Hangi etkinliğe gideceğimizi şaşırdık aslında .. İlçelerimizde neredeyse 4 gün 4 gece yapılacaktı etkinlikler.. Birbiryle yarış halini almıştı. İlk Altın Çınar Festivali ile coştuk eğlendik. Bir birinden değerli sanatçılarımızı dinledik. Yeri geldi oynadık . Zıpladık. Sesimizi zorladık şarkılar söyledik. Harika geçti. Çiftlikköy Çınarcık arası mekik dokuduk diyebilirim.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması için Çiftlikköyü tercih ettik. Geçmiş Yıllarda 90’lı Yıllarda çok sevdiği Sanatçı Mansur Ark geliyordu. İlk gelişinde Mansur Ark’tan ve Tayfun’dan röportaj almıştım. Öyle bir insan ki hayranlarını hiç kırmayan öyle mütevazi bir sanatçı çok yoktur eminim . İkinci gelişini de kaçırmamak için Zafer Bayramımızı Çiftlikköy de kutlamaya karar verdik. Hem ikinci röportajı da iple çekiyordum doğrusu..
Ayrıca Çiftlikköyde Zafer Bayramı coşkusuna Çelik Erişçi de olacaktı. Radyo günlerimde programımı Güle güle şarkısıyla kapatırdım. Kısa bir röportaj hiç fena olmazdı diye düşündüm. Araya bir kardeşimle iletişim sağlasın diye konuştum. Sağolsun Konserin organizatörü Bir Eda Organizasyon sahibi Ferit Bulut kardeşim rica mı kırmadı. İletti isteğimi hem Sanatçı Mansur Ark’a ve Çelik’in menajerine… Mansur Ark’tan olumlu yanıt gelmiş konseri bitiminde görüşeceğini söylemişti. Ben tabi havalara uçtum. İkinci röportajımı yapacaktım.
Konser alanına vardığımızda kalabalık toplanmaya başlamıştı. Ferit ile iletişim kurdum . Normalde Basına ayrılması gereken yere izinlerle girebildik. Her güvenlik görevlisine tek tek basın kartımızı gösterdik. Sahne ‘nin yan platformuna giriş izni verilmedi. Sahnenin iki yan köşesi kullanılacaktı. Ön tarafa ve sahnenin yanındaki platforma foto çekmek için bile çıkamıyorduk. Sorun şu ki Yalova’dan gelen tek basın bizdik ve kesinlikle en ufak bir yaklaşımda bile uyarılar dağ gibi üstümüze geliyordu.
Biz basın mensupları açımızı kendimiz ayarlardık. Açılarımız ne izleyiciye nede sanatçıyı engellerdi. Radyo organizasyonlarında kaç defa bulunmuştum . Konserlerin işleyiş düzenini biliyordum. İlk defa katılmıyorduk sonuçda ; ama bize davranışlar itile kakıla köşelerdençekim açıları yakalamak için takla atmaya bile çalıştık. Video çekimlerimiz berbat oldu. Mansur ark’ın çiçek ve plakaet alışını bile çekemedik. Kovulmaktan beter ettiler. Boyunlarında görevli kartı olmayanlrı sahne yanı olan platforma alamayacaklarını söyleyenler. Olur olmaz kişileri o platforma aldılar. Belediye basının çıkabildiği platforma 4 basın kartı ile ben çıkamadım. Fotoğraf açılarım mahvoldu. Dayanamayıp boyunlarındaki görevli kartlarını kimin yatırdığını sordum. Bir beyi gösterdiler. Basın şefi dedi bir kaç kişi bende gayri ihtiyari sordum kendisine neden yerel basınaverilmedi dedim. Nereden alabiliriz bu kartı dedim. Alamzsınız dedi . Neden dedim . Ben kendi ekibimize yaptırdım dedi. Peki dedim biz basın olarak nerede nasıl duracağız dediğimde güvenlik sizi nereye koyduysa orada olacaksınız dedi. Ben bu alana giremiyorum dedim. Ben bilmiyorum. Güvenliğe söyleyin dedi ve oradaki güvenlikle konuştu. Düşündüm. Şimdi eğer bu kişi belediyenin basınla ilgili görevlisi ise gelen yerel basına sahip çıkması gerekmez miydi *
Ferit Buluta söyledim. Her alan senin dese de beni köşeler haricinde hiçbir alana almadılar. Daha da kötüsü sanki tehlikeli biriymişim gibi davranılması oldu. Benim en son tepkime karşılık çekmiyorum dediğimde alay eder gibi git git çek hadi dediler. Ben bu yaşıma geldim. Bir çok etkinlikler ve konserlerde bulundum. Bu kadar acınası bir hal tavır alındığını görmedim.
Çelik konusuna gelince tabiki Çelik Erişçi fotoğraf çektirmeyi sevmiyormuş. Video çektirmek için ise 50 Bin TL Mehmetcik Vakfına bağış yapılmasını ardından da makbuzu da görmek istedikten sonra video ve foto çektiriyormuş. 50 Bin TL nerede ben neredeyim. Sonra Mansur Ark için kulise alındık . Sanatçıların karavanın önünde bulunan iki sandalyeye oturduk.
Kameralarınızı sklayın dednildi. Sakladık tripotu kamerayıda yere arkamıza sakladık. Ne olduğunu çözemediğimiz bir kaç dakika sonrası Çelik kapıda görüldü koşa koşa güvenliği azarlayarak koştura koştura sahneye gitti.
biz bir kameraya bir tripota bir kendimize baka kaldık. Neydi bu şimdi diye … Yıllar boyu radyo programlarımda deli gibi bayıla bayıla şarkılarına tempo tuttuğum. Programlarımın arkasından çaldığım şarkılarını düşündükçe sinirlerim yerinden oynama başlamıştı. Hayran olduğum çelik bu çelik miydi ?
Saygıdeğer Sanatçı Sayın Mansur Ark’tan röportajımızı aldık. Fakat ne olduysa hiç ses çıkmamıştı. Çeliği dinlemeye kalmadık. Geceye dair en güzel anı Mansur Ark ile yaptığımız röportaj oldu. Bize basın şefi diye tanıtılan kişinin Çiftlikköy Kültür işler müdürü olduğunu yeni öğrendk. Kültür işler müdürü ekibim dediği çiftlikköy basınına sahip çıkıp yerel basını unutmuş olabilir miydi? Peki bu durumdan Sayın Başkan Adil Yele’nin haberi var mıydı ? Bunların hepsini takibe alacağız. Çünkü Çiftlikköy Belediye Başkanımız basına çok değer veren saygılı ve çok anlayışlı bir Başkan. Yakında da Adil Başkanımızla da yeni bir projeninde çekimini yapacağız.
Yaşadığımız bu sorunu sayın Adil Başkanımızın kısa sürede çözeceğini düşünüyorum. Bu hafta da bu kadar ..
sürç-ü lisan ettim ise af ola , kalın sağlıcakla …
01.09.2025 / Yalova