Bugün ne kadar uzun zaman geçmiş.. Yüreğimizde kulaklarımızda gözlerimizde ise dün gibi… 17 Ağustos 1999 03.02 acı dolu bir kaç sn sizin için nedir nasıldır biemem herkes hissettiği acıyı yaşar. Biz her bu tarih de binlerce kaybettiğimiz canlarımıza ağlarız. Siz ne yaparsınız biliyoruz. Her sene sessiz yürüyüş (-ki bu bir sessiz değil arada dedikoduların yapıldığı bir çok kişinin kahkahalarla yol aldığı) bu sessiz yürüyüş de etrafımızda bulunan sanki festival yapılıyor da bir çok telefondan videoların çekildiği bir kaç dakika …
Sessiz yürüyüş o acı günde kaybettiklerimize saygımızı anlatıyor. O sessiz yürüyüş içimize bir kaç dakikalık yaşadıklarımızı anımsatıyor. Yani o senin bilmem nerede yaptığın yatırımları yada mutfak da yaptığın yemekleri yada arkadaşlarında gittiğin eğlenceleri anlatmıyor. Hakkını veremediğiniz hiç bir etkinliği lütfen yapmayınız. Az önce sosyal medyada bir gazeteci abimin yazdığı yazıyı okudum.İçim titredi. Emin olun Yapılanları o kadar güzel anlatmış ki duygularımın esiri oldum. Bugün anma etkinliğine katılmadım. Dualarımı okudum Allah kabul etsin. Dün yapılan bir etkinlik vardı. RDKM’de ona da gitmedim. Şimdi sebeplerini sıralayacağım.
25 SENE GEÇTİ
17 Ağustos 1999 03.02 ‘de 7,4 şiddetindeki dünyamızı başımıza yıkan depremden bu yana 25 yıl geçti. O zamandan bu zamana neler yapıldı. Neler oldu . Deprem ‘den korunmak yaşamak için neler yapıldı. Bugün aynı depremle karşı karşıya kalsak neler olacak ? Anma etkinlikleri mi yapılacak yine ? Kapalı yerlerde halkın ve halka duyurulmasını yapacak olan basın mensupları yine mi unutulacak yada depremle ilgili bir çalıştay mı yapılacak yada kapalı alanlarda konferanslar mı verilecek ? Anma yürüyüşleri mi yapılacak ? Yemekler sular içecekler kahveler çaylar mı verilecek ? Karanfil mi konulacak her yıkılan binaların üstüne ? Ne yapacaksınız ? Ne yapmayı düşünüyorsunuz ? Bir deprem anında ne yapılacak ne yapmalıyız biliyor muyuz ? Eğitimler halka açık alanlarda verin diye bas bas yazıyoruz kaç kişi okuyor biz ne yapıyoruz ? Siz yönetenler kapalı kapılar ardında aldığınız kararlar bizi sizleri kurtarmaya yetmeyecek biliniz. Sizler açık alanlara diktiğiniz her bina da suçlu olacaksınız . Bu halk toplanma alanlarına sığmayacak. Toplanma alanlarında aç kalacaklar susuz kalacaklar yağmur yağacak sığmayacaklar ıslanacaklar hasta olacaklar.. Yada o toplanma alanları bomboş kalacak. Belki de kurtulan hiç olamayacak. Çok seçenekli düşünmedik diyeceksiniz belkide , belkide biz denedik diyeceksiniz kendi düşüncelerinizde ama bizler unutmayacağız yapmadıklarınızı ve bizim gibi gidenlerde unutmayacak. O sessiz yürüyüşlerde dedikodu yapanları işte o gün göreceğiz.
Bugün İYİ Parti İl Başkanı Sayın Osman Kendir de yazmıştı sosyal medyasında basını da eleştirmişti. Siz neden yoktunuz bu anma konferansında diye …. Bilmiyor musunuz sayın başkan biz yerel basın sadece belli konulardan habermiz olur. Yalova’yı yönetenlerin daha birincil olan amaçları vardır. Kendi partileri partilerindeki koltuklar ve o koltuklar hakkında yapılan basın toplantıları… Basın ise o kadar meşkuldür ki önceden davet edilmediği haber verilmediği ve bazı etkinlikler dışında çakışan etkinliklere yetişememiştir. Basın nemalandığı yere gider. Konferanslar basının gidemediği durumlar içinde yer alır. Basın bilir ki konuşmaktan öteye gidilmeyeceğini kapalı alanlarda çünkü çok yapıcağız edeceğiz gibi cümlelerin geçerli olmadığını bilir basın !!!
Ben tabi ki basını da savunmuyorum Yalova’yı yönetenleri de .. Bugün herkes bir deprem olduğunda kendi bacaklarından asılacak. Kimse kusura bakmasın . Bir deprem olduğunda ne olursa olsun en kötü seneryoda hepimiz suçluyuz. Unutmadık demeyin hepimiz unuttuk. İçimizin cız ettiği durumlar bile 45 sn sürmeyecek.
Bugün anmalarınızı etkinliklerinizi yapın. Ama 25 sene önce olan bugün olur ise ne yaparız diye de 45 sn düşünün .
Sürç-ü Lisan ettim ise af ola
Kalalım sağlıcakla
16.08.2025- Yalova
